Man, Rilke’nin şiirlerinin, Proust’un Geçmiş Zaman Peşinde’sinin, Nietzsche’nin yazılarının ve Rousseau’nun metinlerinin ayrıntılı ve özenli okumalarını/yorumlarını yaparak her yazının kendisini dil olarak kendi aktivitesine yönelttiği sonucuna varır; dil daima güvenilmez, kaypak ve imkansızdır
1919’da Belçika doğdu. Yakın arkadaşı Jack Derrida’nın tabiriyle edebiyat teorisinde bir transformasyon gerçekleştirmiş bu önemli düşünürün ölümü onu tanıyanları öyle etkiledi ki Hillis Miller’ın olayı trajik diye nitelediği aktarılır. Miller’a bakılırsa de Man’ın kastettiği manada ‘iyi okur’un ortaya çıkması evrensel bir dönüm noktası olacaktı. Marksist eleştirmen Gayatri C.Spivak Postkolonyal Aklın Eleştirisi’ni daha hayattayken de Man’a ithaf etmişti. Ne var ki, de Man ismi bir Derrida kadar veya bir Foucault kadar popüler olmadı. Fakat dekonstrüksiyonun en itibarlı birkaç şahsiyeti arasındaki yüksek mevkiini hep korudu. Paul de Man, 1919’da Antwerp’te doğdu. Ailesi Belçika’nın önde gelen ailelerindendi. 1939-1942 yılları arasında Brüksel Üniversitesinde bilim ve felsefe okudu. (Bu arada, savaş sırasında Brüksel Üniversitesinde öğrenciyken Nazilere sempati ile yaklaşan anti-semitik yazıları yayınlıyordu ve bu durum ölümünden sonra büyük tartışmalar yaratacaktı). 1948’de yirmi yedi yaşındayken Amerika’ya göç etti. 1949-51 arasında bir kolejde dersler veren de Man, 1952’de Harvard’da karşılaştırmalı edebiyat çalışmaya başladı ve 1960’da doktorasını aldı. Bu yıllarda Post-Romantik şair Mallarme’ye ilgi duyduğu kadar kıtadaki çağdaş felsefi kanon da ilgisini çekmiş, özellikle Heidegger onu cezbetmişti. 1970’de Yale Üniversitesinde çalışmalarına devam eden de Man, hem ana dili Fransızca olan fakat İngilizce yazan bir Amerikalı, hem de Amerikan dekonstrüksiyonunun önemli temsilcilerinden biriydi. Bu özellikleriyle onun Anglo-Amerikan düşüncesi ile Kıta Avrupası düşüncesini buluşturan bir figür olduğu düşünülebilir. De Man ve teorik yazıları üzerindeki görece sis perdesinin bir sebebi savaş yıllarında kaleme aldığı gazete yazıları ve bu yazıların boynuna taktığı Nazi sempatizanı yaftası ise, diğer sebebi teorik yazılarının anlaşılması güç ve provokatif metinler olmasıydı. Sıradan okur ve araştırmacıları kendine yakıştırmayan bu zor metinler, yeni, özgün ve kılı kırk yaran okumalar içeriyor, edebiyat metinlerini bu yeni okuma tarzı, dil, felsefe ve siyaset konularında yeni soruları gündeme taşıyordu. Fakat özellikle Körlük ve İçgörü (Blindness and Insight) ve ardından Okuma Alegorileri (Allegories of Reading)’in yayınlanmasıyla daha çok tanındı ve kullandığı dekonstrüktif yöntem büyük heyecan yarattı. Diğer eserleri: The Rhetoric of Romanticism, 1984; The Resistance to Theory, 1986; Wartime Journalism, 1934-1943; Eds. Werner Hamacher, Neil Heertz, Thomas Keenan, 1988; Critical Writings: 1953-1978, Ed. Lindsay Waters, 1989; Romanticism and Contemporary Criticism: The Gauss Seminar and Other Papers, Eds. E. S. Burt, Kevin Newmark and Andrzej Warminski, 1996; Aesthetic Ideology, Ed. Andrzej Warminski 1996.
Çevirmen: | Mustafa Zeki Çıraklı |
Yayın Tarihi | 2009-01-21 |
ISBN | 9757819509 |
Baskı Sayısı | 1. Baskı |
Dil | TÜRKÇE |
Sayfa Sayısı | 356 |
Cilt Tipi | Karton Kapak |
Kağıt Cinsi | 1. Hm. Kağıt |
Boyut | 16.5 x 24.5 cm |
Türkçesi: Mustafa Zeki Çıraklı
2023 © Tüm Hakları Saklıdır.